Son dönemin popüler olumlamaları birçok yazarın ilham kaynağı olmaya başladı. Bu olumlamalar arasında en çok bilineni de şüphesiz "Ben değerliyim, ben önemliyim" şeklinde başlayıp asla sonu gelmeyen pozitif cümleler oldu. Asıl kaynağını meditasyondan alan bu cümleler ne ara kişisel gelişim kitabı yazarlarının iştahını bu kadar kabarttı bilinmez ama bilinen o ki bir insan istediği kadar "ben değerliyim" desin çevresinden değer görmediği sürece asla öz benliğine bu kavramı benimsetemez.
"The Secret " kitabı o kadar çok okundu ki bir süre herkes tüm olayın kendilerinde gizli olduğuna, isterlerse her şeyi başarabileceklerine inandılar. Mantık olarak da doğruydu fakat gözden kaçırılan bir kombinasyonel durum vardı. İnsanlar istedikleri şeyleri yapma kuvvetine hem zihinsel hem de bedensel olarak sahipti fakat doğru zaman, bol çalışma ve analitik düşünce kombinasyonu ile ilerledikleri sürece hedefleri ve hayalleri gerçeğe dönüşebilirdi. Nitekim sadece birkaç sayfayla kazanılan özgüven gerçek hayata yansımadığı için bir kaç gün içinde de bitti.
Zaman zaman Youtube üzerinde İngilizce "Just Do İt!" diye haykıran insanlardan oluşmuş motivasyon videolarını görmüşsünüzdür. Genelde bu videolar en ünlü zengin iş adamlarının, CEO'ların hep sabah 04.00 sularında uyandıklarını ve hiç durmadan çalıştıklarını anlatarak başlar. Size de aynısını yapmanızı önererek teşvikte bulunurlar. Peki sabah 04.00 da uyanıp çalışmaya başladınız diyelim. Neye, nereden başlayacağınızı planlamadıysanız, analizlerinizi doğru yapmadıysanız bu tam olarak sizin gün boyu ayakta uyumanıza neden olmaktan başka ne işe yarayacak?
Kişi kendi motivasyonunun temeli olmalıdır. Aslında bu yukarıda saydıklarımız sadece hayal kurdurarak anlık mutluluk hormonu yani serotonin salgılamanızı sağlayan etkenlerdir. Bir anda her şey toz pembe gelir ve yükselirsiniz, yükseklerde aradığınız hiç bir şeyi bulamadığınızda da aynı oranda yere sert bir şekilde çakılırsınız. Okuduğunuz kitaptan, izlediğiniz videodan sadece bir cümleyi alıp "ben oldum" demek sizi sadece hayal kırıklığına sürükler. Daha açıklayıcı olursak; Sizi sevmeyen, önemsemeyen, hırpalayan bir insanın öylesine ağzından çıkan bir güzel cümleyle tüm yaşattıklarını unutmanız gibi kendinize yapacağınız en büyük haksızlık olacaktır.
Peki aslında doğru olan nedir?
Hedefleriniz konusunda realist olmanız ve gerekli şartları hem fiziki hem de duygusal olarak oluşturmanızdır.
Evet, kendinize değer vermeniz gerekmektedir ama bu değerin doğrusu okunarak, izlenerek değil hissedilerek verilmelidir.
Uygun temel oluştuğunda ilerleyebilmek adına destekleyici kaynaklar kullanılmalıdır. Kaynaktan yapılan cımbızlama size bir katkı sağlamayacaktır.
Sizi en iyi tanıyan ve sizi en iyi tanımlayacak kaynak yine sizsiniz. Buna bağlı olarak aldığınız karar ve koyduğunuz hedefler daha kalıcı ve temeli daha sağlam olacaktır. Balonla uçmakla, merdivenle çıkmak arasındaki farkı yere düştüğünüzde anlayacaksınız.